ISSN: 2149-2417
Sayı : 26 / Ağustos - 2023

Sayı : 4 / Nisan - 2016


HAKEMLİ MAKALELER /REFEREED ARTICLES
1.
KADIN YOKSULLUĞUNU ANLAMAK: TÜRKİYE’YE İLİŞKİN BİR DEĞERLENDİRME
Prof. Dr. Asuman ALTAY / Arş. Gör. Esin ASLANPAY

ÖZ:
Dünyada yoksulluk sorununun incelenmesinin yaygınlaşması, yoksullar içinde yoksulluğu daha derin yaşayan grupların varlığına dikkat çekmiştir. Küresel ölçekte, gerek yoksulluğa gerekse kadın çalışmalarına ilişkin artan ilgiye paralel, yeni bir araştırma ve mücadele alanı olarak kadın yoksulluğu olgusu gündeme gelmiştir. Literatürde kadın yoksulluğunu açıklamaya yönelik birçok yaklaşım bulunmaktadır. Nicel yöntemlerin kadın yoksulluğunu incelemede yetersiz kalması ve sağlıklı bir çerçeve sunmaması, eğitime erişim ve işgücüne katılım gibi alanlarda toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri ön plana çıkarmaktadır. Bu çalışmanın amacı, kadın yoksulluğunun nicel ve nitel anlayışlar bakımından kavranması ve Türkiye’de kadın yoksulluğuna ilişkin mevcut durumun tüm kısıtlarıyla ve olanaklarıyla değerlendirilmesidir.

Anahtar Kelimeler : Kadın Yoksulluğu, Yoksulluğun Kadınlaşması, Türkiye’de Kadın Yoksulluğu.
ABSTRACT:
The expansion on analysing the problem of poverty in the world have attracted attention to the existence of poorest groups among the poor. Parallel to the increase the global interest on poverty and in women’s studies, the problem of women poverty has been questioned as a newly-formed research field. There have been various approaches analysing women poverty in the current literature. The inadequency of quantitative methods in analysing women poverty and in forming a sound framework has featured gender-based inequalities in various fields such as access to eduction and participation in labour force. The aim of this study is to understand quantitative and qualitative insights of women's poverty and evaluate the current situation with regard to women's poverty in Turkey with its all limits and opportunities.

Keywords : Women’s Poverty, Feminization of Poverty, Women Poverty in Turkey.

2.
TÜRKİYE’DE KADIN İSTİHDAMI: HAYATIN İÇİNDE OLMAK YA DA OLMAMAK
Doç. Dr. Şehriban KAYA

ÖZ:
Bu makale, Türkiye’de istihdama katılan kadın oranının son derece düşük olmasının nedenlerini ele almayı hedeflemektedir. Bu bağlamda öncelikle, kadınların istihdama katılmasına engel olduğu düşünülen, ev işleri ve çocuk bakımı gibi, geleneksel rollerden kaynaklanan koşullar incelenecektir. Makalede, daha yüksek sayıda kadının istihdama katılması için programlar hazırlamakla yükümlü iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) temsilcilerinin kadına dair ürettikleri söylemin, kadın istihdamını artırmaya yönelik politikalara nasıl yansıdığına bakılacaktır. 2002 yılından itibaren iktidarda olan AKP liderlerinin, kadının istihdama katılması için üretilen programlarda karar mercii olduğu gerçeğinden hareketle, hâkim kadın söyleminin merkezi öneme haiz olduğu iddia edilmektedir. Bu iki asli noktaya ek olarak, küresel ve yerel ekonominin önceliklerinin de kadının istihdama katılmasına etki ettiği vurgulanmaktadır.

Anahtar Kelimeler : Kadın İstihdamı, Kadın Söylemi, AKP, Politikalar.
ABSTRACT:
This article aims to address the reasons of the lower rate of women participating in employment in Turkey. In this context, first of all, house work and child care responsibilities emerging out of traditional gender roles that are shown as main obstacles for women taking part in employment are evaluated. In the article, how the discourse of women produced by the ruling party, Justice and Progress Party (AKP), leaders who are responsible from creating programs for gaining more women in employment reflects on government policies. In this article, moving from the reality that the AKP leaders are decision makers in creating the programs for increasing women rate in employment, it is claimed that the AKP’s discourse of women has a central importance. In addition to these, the global and local priorities of economy that have impacted on women employment are emphasized.

Keywords : Women Employment, Women Discourse, The AKP, Policies.

3.
TÜRKİYE’DE KADIN İŞGÜCÜNÜN ÜCRET DÜZEYİNİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER VE ÜCRETTE AYRIMCILIK
Doç. Dr. Burcu KÜMBÜL GÜLER / Yrd. Doç. Dr. Özlem KİREN GÜRLER

ÖZ:
İşgücü piyasasındaki kadınlara yönelik ayrımcılığın en çok hissedildiği alanlardan biri ücret konusudur. Belirli sektör ve meslek gruplarına sıkışmak zorunda kalan kadınların erkeklere göre ücret düzeylerinin düşük olduğu bilinmektedir. Ücret düzeylerindeki toplumsal cinsiyet farklılığı açısından Türkiye, OECD ülke ortalamasının üzerinde yer alarak, kadın erkek ücret farklılığında performansı en kötü ülkeler arasındadır. Bu çalışmanın amacı TÜİK 2013 “Hanehalkı Bütçe Anketi” verilerini kullanarak Türkiye genelinde kadın-erkek arasındaki ücret farklılığını belirleyen faktörlerin araştırılması ve ücret eşitsizliğinin Oaxaca (1973) ayrıştırma analizi ile incelenmesidir. Elde edilen sonuçlara göre, cinsiyetler arasındaki gelir farklılığının, kadınların lehine, yüzde 8,9’unun insan sermayesi donanım farklılığından kaynaklandığı görülmüştür. Ancak, gelir farklılığının yüzde 108’inin işgücü piyasasındaki ayrımcılıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır ve bu durum kadın çalışanlara yönelik eşit olmayan uygulamaların varlığını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler : Ücret, Kadın Erkek Ücret Farklılığı, Kadın Çalışanlar.
ABSTRACT:
One of the most problem areas of gender discrimination in employment is wage. It is known that, being pushed to specific industries and occupations, women earn less than men. In terms of gender wage gap, Turkey is among the worst performed countries, having a score more than the OECD wage gap average. This study aims to investigate the determinants of women’s wage and gender based wage discrimination level with Oaxaca (1973) decomposition method using the data of TurkStat 2013 “Household Budget Survey”. The results reveal that wage gap is determined by human capital favoring women with a percentage of 8,9%. However, it is found that wage discrimination is explained by labour market discrimination with a percentage of 108%, which can be attributed to the fact that there is an unequal treatment against women at work.

Keywords : Wage, Gender Discrimination in Employment, Women.

4.
AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DE KADININ EKONOMİK HAYATTAKİ YERİ
Yrd. Doç. Dr. Nihal KIRKPINAR

ÖZ:
Kadına karşı cinsiyete dayalı ayrımcılık yapılması, ekonomik, sosyal, kültürel ve kamusal alanda kadın ve erkek arasında eşitsizliğe neden olmaktadır. Bu eşitsizlik en çok da kadının çalışma hayatına katılımında kendini göstermektedir. Ekonomik refah ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için kadının fiziksel ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmadan, ekonomik hayatta erkeklerle eşit hak ve özgürlüklere sahip olması gerekmektedir. Bu zorunluluktan yola çıkan bu çalışma, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye’de kadınların ekonomik hayattaki yerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda, çalışmada kadınların erkeklere karşı yürüttüğü eşitlik mücadelesi, özellikle ekonomik hayatta eşitlik bağlamında tarihsel bir süreç içinde ele alınacak, AB ve Türkiye’deki hukuksal düzenlemeler, uygulamalar değerlendirilecek ve işgücüne katılım, istihdam, işsizlik ve ücretlendirmede eşitsizlik bağlamında kadının ne durumda olduğu, AB ve Türkiye karşılaştırması yapılarak ve güncel Eurostat verilerinden yararlanılarak ortaya konacaktır.

Anahtar Kelimeler : Cinsiyet Eşitliği, Çalışma Yaşamında Kadın, Avrupa Birliği, Türkiye.
ABSTRACT:
Gender discrimination against woman causes inequality between man and woman in economic, social, cultural and public spheres. This inequality shows itself mostly at the woman participation in working life. In order to provide wealth and sustainable development, woman must have equal rights and freedom with the man in economic life without being exposed to physical and social gender discrimination. This article starting off this necessity aims to reveal the situation of the women in economic life in the European Union (EU) and Turkey. In accordance with this purpose, in this study, equality struggle of women against men in historical process, particularly in the context of equality in economic life will be discussed, regulations and practices in the EU and Turkey will be evaluated, the situation of woman in the context of active population, employment, unemployment and inequality in wages will be revealed by using current Eurostat data and comparing the EU and Turkey.

Keywords : Gender Equality, Woman in Working Life, European Union, Turkey.

5.
NEOLİBERAL DÖNEMDE KENT POLİTİKASI VE FEMİNİST SOSYAL ÇALIŞMA
Dr. Burcu HATİBOĞLU EREN

ÖZ:
Bu çalışma, neoliberal dönemde giderek ana akımlaşan toplumsal cinsiyet eşitliği söylemi üzerinden kurulan kent politikasına ilişkin eleştirileri feminist sosyal çalışma açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede öncelikle neoliberal kent politikaları açısından ana akımlaşan toplumsal cinsiyet eşitliği söyleminin yükselişi irdelenmiş, bu sürecin kadınları nasıl sosyal politika ve sosyal çalışmanın öznesi haline getirdiği ele alınmıştır. Sonrasında ise, ana akımlaşan toplumsal cinsiyet eşitliği söylemine ilişkin getirilen eleştiriler çerçevesinde kent politikasının öncelediği yoksullukla mücadele, özel ve kamusal alana katılım ve güvenlik konuları feminist sosyal çalışma açısından değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler, feminist sosyal çalışmanın ‘çevresi içinde birey’ anlayışını kadınların gündelik kent yaşamına etki eden daha geniş sosyo-politik-kültürel etkileri dikkate alarak baskı karşıtı bir çerçeveye oturtması gerektiğine işaret etmektedir.

Anahtar Kelimeler : Feminist Sosyal Çalışma, Kent Politikası, Neoliberalizm.
ABSTRACT:
This study aims to evaluate critical arguments on urban policy formed by the mainstreaming of gender equality discourse in neoliberal era within the scope of feminist social work. Initially it is discussed the mainstreaming of gender equality discourse in neoliberal urban policy and how this process makes women to be a subject of social policy and social work. Afterwards, primary topics of urban policy such as reduction of poverty, participation in private and public spaces and security issues are estimated for feminist social work within the context of critical arguments. It is pointed out that feminist social work need to embrace anti-opressive practice and to enhance the understanding of “person in environment” concept for including wider socio-politic-cultural effects on women’s daily urban life.

Keywords : Feminist Social Work, Urban Policy, Neoliberalism.

6.
"DUMAN ADAMLARI" YAKALAMAK: EVDE BAKIM UYGULAMASI KAPSAMINDA BAKIM VEREN KADINLARIN ZAMAN YOKSULLUKLARI
Dr. Özge Sanem ÖZATEŞ GELMEZ

ÖZ:
Bu çalışmada, zaman kullanımı araştırmasıyla ‘evde bakım uygulaması’ kapsamında bakım veren kadınların yaşamlarına farklı bir açıdan tanıklık etmek amaçlanmıştır. Yaklaşık altı ayda tamamlanan ve 354 kadınla gerçekleştirilen alan araştırmasında, bakım veren kadınların zaman kullanımları, etkinlik ve çalışma türleri bazında incelenmiştir. Araştırma sonucunda kadınların harcadıkları bakım emek zamanının, onların hem kişisel bakım, ilgi ve gelişim etkinliklerine ayırdıkları zamanı oldukça kısıtladığı hem de ücretli çalışmaya katılımlarını engellediği görülmüştür. Özetle, bu çalışmada neoliberal-muhafazakar devlet ideolojisiyle modern zamanlarda üretilen ‘duman adamlar’ın zaman hırsızlıkları, yalnızca zamanları değil, gerçekte yaşamları çalınan bakım veren kadınların deneyimleri üzerinden görünür hale getirilmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler : Kadının Emeği, Evde Bakım Uygulaması, Zaman Yoksulluğu, Zaman Kullanımı Araştırması.
ABSTRACT:
In this article, through time use survey, it has been aimed to look at women’s life who give care within the scope of home care practice. In research, fulfilled about six months and carried out with 354 women, it has been searched caregiver women’s time using on the basis of work and activity’s types. As result of this research, it has been seen that care work time of women both restricts their time allocating to personal care, interest and development and prevents their participation in paid work. In summary, with this research it has been aimed to make visible that Men in Grey's time-thievery via caregiver women' experiences, whose times and also lives are stolen.

Keywords : Female Labor, Home Care Practice, Time Poverty, Time Use Survey.

7.
TOPLUMSAL CİNSİYET PERSPEKTİFİNDEN İŞYERİNDE PSİKOLOJİK ŞİDDET
Doç. Dr. Serap ÖZEN

ÖZ:
Psikolojik şiddet, günümüzde işyerlerinde sıklıkla yaşanan, çalışanı ve örgütü pek çok açından olumsuz etkileyen önemli bir sorundur. Özellikle kadınların erkeklere göre psikolojik şiddete daha fazla maruz kaldıkları bilinmektedir. Psikolojik şiddetin temelinde eşitsiz güç ilişkisi yer alır. Çalışan ilişkilerinde eşitsiz güç algısı, statü farkı kadar toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklanır. Toplumsal cinsiyet rollerinin örgüte ve işyeri ilişkilerine yansıması, çalışan kadını işyerinde psikolojik şiddetin hedefi haline getirmektedir. Bu çalışmada, psikolojik şiddet toplumsal cinsiyet açısından ele alınmakta, psikolojik şiddet algısı ve deneyiminde cinsiyetin önemi ortaya konmaktadır.

Anahtar Kelimeler : İşyeri Şiddeti, Psikolojik Şiddet, Toplumsal Cinsiyet Rolleri.
ABSTRACT:
Mobbing at work have been a current problem negatively affecting many employees and organisations and a often occurring phenomenon. It is especially a well-known fact that women are more adversely and often affected than men from the effects of mobbing at work, which is the result of the fact that the power imbalances stands at the heart of mobbing. The perception of the power imbalances is the result of different status and gender at play in workplaces. As perceived to be a reflection of gendered relations to workplace and working relations through the work of female employees women become the target of mobbing. The current study examines the gendered aspects of mobbing by focusing on gendered aspects of mobbing and the significance gender for those experiencing mobbing at work.

Keywords : Workplace Violence, Bullying at Workplace, Mobbing, Gender Roles.

8.
GREVİN, MAHKEME KARARIYLA SONA ERDİRİLMESİ KONUSUNDA KANUNDA BULUNAN BOŞLUK VE YETKİ BELGESİNE ETKİSİ
Dr. Av. Sami NARTER

ÖZ:
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu bir toplu iş sözleşmesinin yapılması esnasında çıkabilecek bir uyuşmazlık halinde greve gidilebileceğini kabul etmektedir. Yine, uygulamaya başlanmış olan bir grevin sona erebilmesi için bazı şartların yerine gelmesi gerekmektedir. Bunlardan bir tanesi de 75/6.maddede belirtilen, grevi uygulayan sendikanın, işyerindeki üyesi işçilerin dörtte üçünün sendika üyeliğinden ayrıldıklarının tespiti halinde, mahkeme tarafından grevin sona erdirilmesi halidir. Fakat, grevin mahkeme kararıyla sona erdiği hallerde, işçi sendikasının yetki belgesinin durumunun ne olacağı konusunda kanunda boşluk bulunmaktadır. Tartışmaların sona erdirilmesi bakımından Kanun koyucu tarafından bir düzenleme yapılarak Kanundaki bu boşluk ortadan kaldırılmalıdır. Bu düzenleme, uygun bir süre içerisinde işçi sendikasının Yüksek Hakem Kuruluna başvurması, aksi halde yetki belgesinin hükümsüz kalacağı yönünde olmalıdır.

Anahtar Kelimeler : Grevin Mahkemece Sona Erdirilmesi, Kanunda Boşluk, Iş Hukukunda Yorum, Yetki Belgesi, Yetki Belgesinin Hükümsüzlüğü.
ABSTRACT:
6356 law no, law on trade union and collective labor agreements, acknowledges to go on a strike in the event of disagreement when making a collective labor agreement. Also some satisfaction of conditions is required to end the strike. One of them is, which is indicated in the article 75/6, that if three-forth of exerciser union's workers quit the union membership, the court ends the strike. But in situtations where the strike is ended by the court's decision, there is a gap in law as to what the authorization certificate of the labor union is going to be. Legislative bodies should make a regulation to eliminate this dispute. This regulation should indicate that the labor union must apply to the high board of arbitration within a convenient time; otherwise, its authorization certificate will be invalid.

Keywords : Ending the Strike by the Court's Decision, Gaps in the Law, Comment on Labor Law, Authorization Certificate, The Invalidity of the Authorization Certificate

SÖYLEŞİ/INTERVIEW
9.
SÖYLEŞİ
Prof. Dr. Seyhan ERDOĞDU


DAVET YAZILARI/NOT PEER REVIEWED ARTICLES (SPECIAL)
10.
“POLİSİYE” BİR SENDİKALAŞMA ÖYKÜSÜ
Prof. Dr. Mesut GÜLMEZ

ÖZ:
Polisler, ülkemiz tarihinde ilk sendikalarını 2012 Sonbaharında kurdu. Ne var ki, bir insan hakkının kullanılması, sürecin başından itibaren “polisiye” bir sendikalaşma öyküs ne dönüştürüldü: Ankara Valiliği, kurucuların yaptığı başvuruyu almadı, ama tutanağı imzaladı. Kargoyla gönderilen belgeleri de sendikaya geri yolladı. Emniyet-Sen, hukuk dışı bu tutuma karşın, yasakçı yasadaki kural gereği tüzel kişilik kazandı. Valilik ve Emniyet Teşkilatı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın desteğiyle, ilk günden başlayarak, polislerin uzun soluklu “hukuk savaşımı”na karşı, ödünsüz bir “hukuksuzluk savaşımı” yürüttü: C. Savcılığı’na “dolandırıcılık” ihbarı, genel kurul toplantısının engellenmesi, kurucular ile yönetici ve üyelere yönelik sayısız disiplin soruşturmaları açılması ve meslekten ihraç cezaları verilmesi, bunlardan birkaçı... Anayasa Mahkemesi, 4688 sayılı yasadaki yasağın bir bölümünü iptal etti. Mahkeme, Valiliğin yasaya aykırı olarak açtığı davayı reddetti. Ne var ki, “roman” olmaya değer “polisiye” sendikalaşma öyküsünün üç buçuk yıllık geride kalan döneminde, sendikanın tüzük değişikliği yapacağı genel kurul toplantısı bir türlü gerçekleştirilemedi. Öykünün ilk perdesinin sonunda, durum şöyle: Valilik, sayısız hukuk dışı işlem yapmış olmasına karşın, elinde olmadığını ileri sürdüğü kuruluş belgelerini yeniden istiyor! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise, Valiliğin göndermek zorunda olduğu belgelerin gelmediğini ileri sürerek sendikaya dosya numarası vermiyor! Valilikten istemek yerine, göndermesini bekliyor! Kısacası, devlet için bir tür “Pirus zaferi” olan bu “polisiye” öykünün “mabadı” var!

Anahtar Kelimeler : Emniyet-Sen, Polisler, Sendika Hakkı, Ulusalüstü Hukuk, Ankara Valiliği, Emniyet Teşkilatı, Pirus Zaferi.
ABSTRACT:
The police established its first trade union in our country in the fall of 2012. But, since the beginning of this process, using this human right was made “a detective story” of unioni zation. The Governorship of Ankara did not accept the application of the founders, but it sig ned the proceedings. The Governorship sent the documents, which had already been sent by cargo by the union, back to the union. In spite of this unlawful attitude, the Emniyet-Sen acquired the status of the juridical personality according to the principle, which is within this prohibitive act. The Governorship and the Organisation of the Police executed “a struggle of lawlessness” against the longtermed unrelenting law struggle of the police which begins from the first day with the support of the Ministry of Labour and Social Security: This unlawful struggle of the Governorship includes acts such as fraud denunciation to the Public Prosecutors, the prevention of the general council meeting, starting several disciplinary procedures against the founders of the union and the decisions concerning the dismissing of officers from profession are examples of this “struggle of lawlessness”…The Constitutional Court annulled a part of the prohibition which is in the Act No. 4688. The Court rejected the trial, which is illegitimately opened by the Governorship. However, within the past three and a half year period of this “detective” unionisation story which deserves to be a novel, the general council meeting of the union aiming the by status amendment could not somehow be held. In the first episode of the story, the situation is as follows: Although the Governorship started several lawless treatments, it asks for the foundational documents claiming that it had not received! Besides, the Ministry of Labour does not give a dossier number to the union insisting that it did not receive the necessary documents, which have to be sent by the Governorship! Instead of asking the documents from the Governorship, it expects the documents to be sent by the union! Briefly, this “detective” story, which is a sort of “Pyrrhic victory” for the government, will be continuing in the future!

Keywords : The Emniyet-Sen, Right to Organise, Members of the Police, Supranational Law, The Governorship of Ankara, Organisation of the Police, Pyrrhic Victory.

BELGE METİNLER /TEXT DOCUMENTS
11.
TÜRKİYE İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU’NUN (TÜRK-İŞ) KURULUŞU



12.
BELGE / TÜRK-İŞ’İN KURULUŞUNUN KARARLAŞTIRILDIĞI 6-7 NİSAN 1952 TARİHLİ BURSA TOPLANTISININ TUTANAĞI



Türk Metal Sendikası