ISSN: 2149-2417
Sayı : 26 / Ağustos - 2023

Sayı : 6 / Aralık - 2016


HAKEMLİ MAKALELER /REFEREED ARTICLES
1.
ANADOLU’DA KURULAN İLK YEREL SENDİKALARDAN BİRİ: SİVAS DEMİRYOLU İŞÇİLERİ SENDİKASI
Prof. Dr. Adnan MAHİROĞULLARI / Doç. Dr. Halis BAŞEL

ÖZ:

Türkiye’de sendikalar, “1946 Sendikaları” hariç tutulursa, 1947 tarih ve 5018 sayılı Sendikalar Kanunu’nun yürürlüğü sonrasında özellikle İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Zonguldak gibi sanayi tesisleri ve maden ocaklarının olduğu illerde kurulmaya başlamıştır. Sendikacılığın, Anadolu şehirlerine yayılması, kuşkusuz yeterli sayıda ücretli çalışan işçi kesiminin varlığıyla gerçekleşmiştir. Bu bağlamda, Sivas’ta sendikal örgütlenme, 1938’de Cer Atölyesi’nin, 1943’te Çimento Fabrikası’nın ve yatırımcı bakanlıkların il merkezinde Demiryolları, Karayolları, Devlet Su işleri gibi taşra teşkilatlarının kurulmasıyla başlamış; ilk sendika 1949 yılında “Sivas Endüstri ve Atölye İşçileri Sendikası” adıyla de-miryolları ve Cer Atölyesi’nde çalışan işçiler tarafından kurulmuştur.

Makalede, Sivas Demiryolu İşçileri Sendikası’nın, kuruluşundan 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1983’e kadar kongreleri ve öne çıkan faaliyetleri hakkında bilgi verilerek, emek tarihimize katkı sağlamak amaçlanmıştır.



Anahtar Kelimeler : Yerel Sendikacılık, Sivas Demiryolu İşçileri Sendikası, Sendikal Faaliyetler.
ABSTRACT:

With the exception of “1946 trade unions”, in Turkey, trade unions were founded immediately after the enactment of the Trade Unions Act of 1947 (Law No. 5018) primarily in cities like İstanbul, İzmir, Adana, Bursa, Zonguldak where industrial facilities and mines were located. Unionism’s expansion to other Anatolian cities became possible with the growth of the number of the waged workers. Likewise, union activities in Sivas were commenced after the foundation of the Railway Repair Shop (Cer Atölyesi) in 1938, Cement Factory in 1943 and provincial organizations of General Directorate of Highways, General Directorate of Turkish State Railways and General Directorate of State Hydraulic Works and in this context, first trade union of Sivas, named Sivas Industry and Shop Workers’ Union, was formed by workers of State Railways and Railway Repair Shop.

In this study, it has been aimed to contribute to Turkish labour history by giving information on congresses and the most prominent activities of Sivas Railway Workers’ Union that had taken place from its foundation till the enactment of Trade Unions Act of 1983 (Law No. 2821).



Keywords : Local Unionism, Sivas Railway Workers’ Union, Union Activities.

2.
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNİN KURAMSAL GELİŞİMİ: KLASİK, NEO-KLASİK VE MODERN ÖRGÜT KURAMLARI
Dr. Eren ÖĞÜTOĞULLARI / Dr. Teoman AKPINAR

ÖZ:
Ekonomide, sosyal hayatta, eğitimde ve teknolojideki gelişmeler örgüt kuramlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Örgüt kuramlarındaki gelişmeler, örgütlerin insan kaynakları yönetimi uygulamalarını yakından etkilemiştir. Örgüt kuramları en iyi örgüt yapısının nasıl oluşturulacağı, amaca en etkin nasıl ulaşılacağı konusuna odaklanmıştır. Kendi içinde farklı yaklaşımları içermekle birlikte örgüt kuramlarını klasik, neo-klasik ve modern örgüt kuramları olmak üzere üç gruba ayırmak mümkündür. Klasik örgüt kuramlarında örgüt kapalı bir sistem olarak incelenirken, çalışanlar ekonomik bir varlık olarak görülmüştür. Klasik örgüt kuramı örgütü sadece maddi unsurlara dayandırarak açıklamaya çalışırken, neo-klasik örgüt kuramı örgütün biçimsel yapısının yanında sosyal yapısının da olduğunu ve beşeri ilişkilerin önemini ortaya koymuştur. Neo-klasikler davranış, grup, motivasyon ve yönetime katılma gibi kavramların üzerinde durmuşlardır. Modern örgüt kuramlarında ise çevrenin örgüt üzerindeki etkileri araştırılmış, örgüt yapıları çevresiyle etkileşim içinde bulunan açık sistemler olarak tanımlanmıştır. Bir örgütün en önemli ve karmaşık unsuru olduğu anlaşılan “insan unsuru” üzerinde duran örgüt kuramlarında yer alan görüş ve ilkeler bugün de önemini korumaktadır.

Anahtar Kelimeler : Örgüt Kuramları, İnsan Kaynakları, İnsan Kaynakları Yönetim.
ABSTRACT:
The developments in economic, social life, education and technology have led to the emergence of organization theories. Developments in organization theories have had a direct impact on organizations’ human resource management practices. Organization theories have focused on how to best organize the organization and how to best achieve it. Organization theories have different approaches within themselves. However, it is possible to distinguish three groups: classical, neo-classical and modern organizational theories. While the organization is examined as a closed system in classical organization theories, employees are seen as an economic entity. Classical organization theory tried to explain the organization based on only the material elements. Neo-classical organization theory, on the other hand, emphasizes the importance of human relations as well as its formal and social structure. Neo-classics emphasized concepts such as behavior, group, motivation and participation in governance. In modern organization theories, the effects of the environment on the organization are researched. Organizational structures in modern organization theories are defined as open systems interacting with the environment. The views and principles in organization theories that emphasize a “human element”, which seems to be the most important and complex element of an organization, remain important today.

Keywords : Organization Theories, Human Resources, Human Resources Management.

3.
ÇALIŞMA HAYATININ KADININ BEDEN VE RUH SAĞLIĞINA ETKİSİ
Yrd. Doç. Dr. Bilge DOĞAN

ÖZ:

Kadın ve işgücünün çalışma yaşamı ile buluşmasının kökleri insanlık tarihi kadar eskidir. Emeğin araçsal ve parasal karşılığa dönüşmesi ise Sanayi Devrimi ve II. Dünya Savaşı ile başlamıştır. Evrensel olarak ataerkil toplumsal normların biçtiği erkeğin gölgesinde ikinci kişi rolüne sahip olan ve iş yaşamına dahil olmakla görev ve sorumlulukları artan kadının, hem fiziksel hem ruhsal sağlığı çalışma yaşamını oluşturan çok bileşenli denklemden bazen olumlu bazen de olumsuz olarak etkilenmiştir.

Eğitim düzeyi, medeni durum, çocuk sayısı, eşin eğitim düzeyi, çalışma saatlerinin uzunluğu, çalışma koşullarının esnekliği ve zorluğu gibi birçok faktör, çalışma yaşamında kadının bilhassa ruhsal sağlığı ile ilişkilidir.

İş stresinin çalışan kadının ruh sağlığına olumsuz etkisi olması öngörülebilir bir konudur. Stres kadınları daha fazla etkilemekte, hem fiziksel hem de psikolojik etkileriyle kadınların sağlığını ve iş uyumunu bozmakta ve böylece iş veriminin düşmesine neden olmaktadır.

Çalışan kadınların en önemli sorunlarından biri de ayrımcılığın ve şiddetin bir türü olan “taciz” sorunudur. Psikolojik tacizin bir başka boyutu olan “cinsel taciz” de, günümüzde birçok işyerinde yaşanan önemli bir sorundur. Pek çok kadının cinsel tacize maruz kalma riski nedeniyle işgücüne katılımları engellenmektedir.



Anahtar Kelimeler : Kadın, Kadın İşgücü, Taciz, Cinsel Taciz.
ABSTRACT:

The roots of meeting of woman and labor with working life are as old as history of humanity. The conversion of manpower to instrumental and financial equivalent started with second world war and industrial revolution. Universally, woman who has the role of second person behind the shadow of men valued by patriarchal societal norms and increasing duties and responsibilities with getting involved in worklife, her both physical and mental health are affected sometimes positively sometimes negatively by multicomponent equation.

Many factors like education level, marital status, number of children, partner’s education level, length of working hours, flexibility and difficulty of working conditions are associated with especially women’s mental health in working life.

We might suggest that labour stress has a negative influnce on working women. Stress is more likely to affect negatively the women, and thus impairs the health and working adjustment of the women, leading to a decrease in labour productivity.

One of the important troubles which the working women has encountered is mobbing as a kind of discrimination and violence. Sexual abuse, an important part of mobbing is a severe problem towards working women in most of the workplaces. The actual risk of sexual abuse prevents many women to participate in business life.



Keywords : Woman, Woman Labor, Abuse, Sexual Abuse.

4.
HUKUKİ DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE PSİKOLOJİK TACİZ (MOBBİNG) VE İSPAT YÜKÜ
Arş. Gör. Doğa Ekrem DOĞANCI / Arş. Gör. Recep ÇAKRAK

ÖZ:

İşyerinde psikolojik taciz kavramı, bir işçiye yönelik, sistematik ve tekrar eden, fiziksel ve cinsel taciz şeklinde olmayan, belirli bir zaman sürecinde ortaya çıkan davranışlar bütünüdür. Bu tür mağdur üzerinde küçültücü etkileri olan davranışlar; işyerlerinde işçiye karşı işveren, işveren vekili veya işçi/işçiler tarafından yapılmaktadır. Mobbingin psikolojik, sosyal, kültürel boyutunun yanında özellikle hukuksal boyutu çok önem arz etmektedir. Mobbing bu yönüyle farklı disiplinlerin inceleme konusu olmuştur.

Çalışmamızda mobbing konsepti tanımlandıktan sonra, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve diğer hukuki düzenlemeler çerçevesinde irdelenecektir. Ayrıca ispat hukukunda mobbing Yargıtay kararları ışığında incelenecektir.



Anahtar Kelimeler : Mobbing, İş Kanunu, Mobbing konusunda Yargıtay Kararları.
ABSTRACT:

The Consept of ‘’Mobbing in Labor environment’’ means a body of systematic and recurring behaviors shaping within time, which is not classified as a physical or sexual abuse. These actions with insulting effects in workplaces are executed by employer, representative of the employer or employee against employee. Beside psychological, social and cultural, has especially the legal dimension of mobbing a great importance. Therefore, it has been examined from different disciplines till today.

In this study, after explaining the concept of mobbing, it will be examined within the scope of Turkish Obligation Law Nr. 6098, Labor Law Nr.

4857, Occupational Health and Safety Law Nr. 6331 and other legal acts. Also mobbing in the law of evidence will be analyzed in the light of Turkish supreme court’s decisions.



Keywords : Mobbing, Labor Law, Turkish Supreme Court’s Decisions About Mobbing.

SÖYLEŞİ/INTERVIEW
5.
SÖYLEŞİ
Prof. Dr. Zeki ERDUT


DAVET YAZILARI/NOT PEER REVIEWED ARTICLES (SPECIAL)
6.
KÜRESEL SERMAYE HAREKETLERİNİN TÜRKİYE’DEKİ İŞGÜCÜ PİYASASINA ETKİSİ
Dr. Ekrem Ersin CESUR

ÖZ:

Sermaye aracılığıyla küresel ölçekte yayılma eğiliminde olan kapitalist sistemin doğası gereği, birikim süreci zaman zaman tıkanır. Tıkanıklığın aşılması ve kapitalizmin kendini yeniden üretmesi için sistemin işleyişini sağlayan kurum, kural ve düzenlemeler dönüştürülmektedir. Bu anlamda, tıkanıklığa bağlı olarak günümüze kadar birikim rejimleri ve düzenleme tarzlarının değiştirildiği görülmüştür. Nitekim 1973 petrol krizi sonrasında da tıkanıklık, esnek birikim rejimiyle aşılmıştır.

Bu rejimde, hem teknolojik gelişimlerin hem de düzensizleştirmelerin etkisiyle meta piyasalarında rekabet artıp işgücü kutuplaşırken, mali piyasalarda da yeni araç ve yöntemler kullanılmaya başlanmıştır. Bu dönemde, dış satıma dayalı sanayileşme politikasını benimseyen az gelişmiş ülkeler, küresel işbölümüne maliyet merkezleri olarak eklemlenmiş; merkezde yer alan gelişmiş ülkelerin emek yoğun üretim aşamalarını üstlenen çevresel unsurlara dönüşmüşlerdir. Maliyet merkezleri arasındaki rekabet de bir dibe doğru yarışı da başlatmış; enformel sektör yaygınlık kazanırken, çalışma koşulları giderek ağırlaşmıştır.

Bu anlamda çalışmanın amacı, sermayenin küresel dolaşım serbestisi kazandığı post-fordist dönemde, işgücü piyasalarındaki değişimi ortaya koymaktır. Türkiye ölçeğinde gerçekleştirilen çalışmada, 80 sonrası küresel ekonomiye eklemlenme sürecinde mali piyasalarındaki serbestleştirme ve yabancı sermayeyi çeken etkenler ile işgücü piyasasına ilişkin değişkenler incelenmiş; aralarındaki bağıntı çözümlenmiştir.



Anahtar Kelimeler :
ABSTRACT:

Process of capital accumulation engorges occasionally due to the nature of the capitalist system which is in tendency to expansion at global level through the capital. To remove the blockings and to reproduce of capitalism itself, foundations, rules and, regulations which ensure to run the system are transformed. In this sense, it has been seen that the accumulation regimes and the modes of regulation have been altered until today. Thus, all blockings have been removed via the flexible capital accumulation regime after the 1973 oil crisis.

In this regime, when competition increases in product markets and the labour markets are become polarized with the effect of both technological development and deregulations, new instruments and methods have employed in financial markets. In this period, underdeveloped countries which adopt export-based industrialization policy have been articulated in the global division of labour as cost center and, they have turned into the peripheral components which undertake the labour intensive production stages of developed countries. The competition between cost centers in this process has triggered the race to the bottom. Also, when informal sector gain wide currency, work conditions have gotten worse.

In this sense, the aim of study is to reveal the alteration of labour markets in post-fordist era where the freedom of movement of capital has been existed. In this study which is restricted in Turkey, liberalization of financial markets, pull factors of capital flows and, some variables of labour market has been investigated and the relationship between them explored.



Keywords :

BELGE METİNLER /TEXT DOCUMENTS
7.
TÜRK-İŞ 1. OLAĞAN GENEL KURULU (6-7 Eylül 1952)



8.
TÜRK-İŞ 1. OLAĞAN GENEL KURULU’NA SUNULAN İCRA KURULU ÇALIŞMA RAPORU (Eylül 1952)



Türk Metal Sendikası